İnsanların modern yaşamın içinde doğadan kopup, kendilerine ve çevrelerine yabancılaşmış olmaları, onları giderek daha yalnız ve bir takım ruhsal bozuklukların içinde var olmaya çabalayan bir duruma taşımıştır. Bu yalnızlaşma ve içine kapanma hali, kendi kendisini besleyen, içinden çıkılmaz, çırpındıkça kişiyi içine kapatan bir sancı hali olarak, Yağmur Yılan’ın resimlerinde sıkça karşımıza çıkmaktadır. Resimlerinde gördüğümüz kendi doğaları ve öznel alanları içinde kimi zaman ızdırap çeken, kimi zaman tedirgin edici bir açıda ve pozda görünen bedenler, ancak benzer durumların yaşanmışlığı içinde sezebildiğimiz ve empati kurabildiğimiz bir hissiyatı kurgulamaktadırlar. Bu bedenlere bazı resimlerde, kendileri kadar yalnız ve acı içinde başka insanlar ve başka hayvanlar da eşlik etmekte, fakat hissedilen acıyı paylaşmak yerine, kendi içlerinde var olan başka hüzünlü derinliklerle onlara eşlik etmektedirler; yalnızlık paylaşılmamakta, paylaştıkça tuhaflaşmaktadır.

‘’Ochre Jaune’’ isimli sergisinde Yağmur Yılan’ın hemen her resminde var olan Ochre sarısı, hem topraktan gelmesiyle son derece organik, hem oksitlenmiş ve bozulmuş olmasıyla çokça yabancı ve deforme bir renk olarak, resimlerinin içselliğini izleyicisine doğrudan aktarmaktadır. Sergi 26 Mart -16 Nisan tarihine kadar görülebilir.

Eylül Köksümer

26 Mart 2016